Загрузка страницы

NAZIM HİKMET "7 Kadın, 6 Evlilik, Yıkılan Yuvalar ve Muhteşem Eserler"

Yaşadığı anlık aşklarıyla, saniyede sevdiğinden vazgeçebilişiyle, çileleriyle, nefretleriyle, dik duruşuyla, kaçışlarıyla, mücadelesiyle, zindanda geçirdiği işkence günleriyle, mazluma kaya gibi siper oluşuyla bir nazım doğdu bu dünyaya ve okudukça bizden bir parça götüren şiirleriyle bizi bırakıp sessizce ayrıldı aramızdan… Necip Fazıl Kısakürek ile düşman gibi görünüp ama gizliden dost olan bir adamın, kaçak olduğu halde sevdiği kadınla buluşmaya giden polisleri görünce bir ağacın tepesine çıkıp en ünlü şiirlerinden biri olan ceviz ağacını yazan, aklına gelen güzel cümleler kaybolmasın diye şiirlerini sürekli giydiği beyaz pantolonuna not eden, haksız yere hapislerde çürüyüp o da yetmezmiş gibi Türk vatandaşlığından çıkarılıp el memleketlerinde ölümü bekleyen, sevdiklerine olan özlemini onların kıyafetlerini koklayarak gideren, çok sinirli ve aşırıya kaçan tavırları yüzünden ordudan atılan, tek vasiyeti memleketine gömülmek olan ama bu isteği reddedildiği için mezarı yabancı bir diyarda olup kimsesiz yatan, zamanında değeri bilinmeyen istenmeyip dışlanan bir adamın hikayesi bu…
Nazım hikmet Çerkez bir paşanın ve alman kökenli bir annenin oğlu olarak 1902 yılında Selanik’te dünyaya geldi. Annesi çok iyi Fransızca konuşuyor piyano çalıyor resim yapıyor ve dans edebiliyordu. Nazım da annesine çekecek sanat yönü ağır basan bir çocuk olacaktı. Babası hikmet bey Selanik’in son valisiydi ve nazım henüz çocukken babası görevinden ayrıldı ardından halep’e dedesinin yanına göç ettiler. Burada nazım ve ailesini yeni bir hayat bekleyecekti eğer hikmet bey işlerinde başarılı olabilseydi. 3 sene burada yeni işler peşinde koşan hikmet bey başarısız olunca istanbula göç etme kararı aldı ve işte nazımın hayatı da buradan sonra değişecekti istenmeyen adam olarak hem en güzel hem en acılı yıllarını geçireceği hem aşık olup hem nefret edeceği istanbula delicesine bağlanacaktı.. İstanbul’a gelinen yıllarda nazımında okul hayatı başlamıştı ama bir şey daha başlayacaktı nazım için ve ilk şiirini yazacaktı. 1913 yılında henüz 11 yaşındayken feryad-ı vatan adını verdiği ilk şiirini yazdı. Daha küçücük bir çocuktu ama şiirinde yaşadığı toprakların isyanını yansıtacak kadar olgundu. Bir gün aile meclisi toplanmıştı; Bahriye Nazırı Cemal Paşa da oradaydı. Nazım, gururlu tavırlarıyla denizciler için yazdığı kahramanlık şiirini okudu. İşte o an, Nazım’ın Bahriye Mektebi’ne gitmesine karar verildi; ardından Nazım, 25 Eylül 1915’te Heybeliada Bahriye Mektebi’ne kaydoldu. Pek çalışmazdı; ama zeki bir öğrenciydi. Ahlaki tavırları iyiydi, ancak çok sinirli bir yapısı vardı. Genel anlamda öğretmenleri tarafından sevilirdi.  1918’de ise, 26 kişiden sekizinci olarak mezun oldu. Mezun olur olmaz dönemin okul gemisi Hamidiye’de güverte subayı stajyeri olarak atandı. Ancak aşırıya kaçan tavırları sebebiyle ordu ile ilişiği kesildi. 1920’de arkadaşı Vâlâ Nureddin ile Milli Mücadeleye katılmak için Anadolu’ya gitti. Bu durumdan ailesinin haberi yoktu. Nazım, önce bir süre Bolu’da öğretmenlik yaptı ve daha sonra Batum üzerinden Moskova’ya gitti. Burada Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi’nde Siyasal Bilimler ve İktisat okuyarak yükseköğrenimini tamamladı. Nazım, Moskova’ya yükseköğrenimi için gelmişti; ilk aşkı Nüzhet ile de o yıllarda tanıştı. Yıl 1921’di, devrimin ilk yılları yaşanıyordu. Nazım, komünizm ile resmen tanışmıştı. Bundan sonra hayatındaki her şey komünizm üzerine şekillenecek ve hayat çemberini bunun üzerine çizecekti. 1924’te ilk şiir kitabı, “28 Kanunisani” yayınlandı. Aynı zamanda sahneye de aktarıldı. Eğitimini tamamlamış Artık Türkiye’ye dönme vakti gelmişti. Türkiye’ye döner dönmez Aydınlık dergisinde çalışmaya başladı. Nazım, ilk şiirlerini hece ölçüsünde yazmaya başlamıştı. Ancak içerik bakımından diğer Hececiler’den başka tarzda yazıyordu. Şiirleri çoğaldıkça hece ölçüsü ona yetmedi. Şiiri için kendine özgü bir tavır arayışına geçti. Sovyetler Birliği’ne gittiği ilk yıllarda, özellikle 1922 – 1925 yılları arasında bu arayışı zirve yaptı. Hem içerik hem de biçimi bakımından diğer şairlerden farklıydı. Sonra hece ölçüsünü tamamen terk edecek serbest ölçüyle yazmaya başlayacaktı şiirlerini
"O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.Kadının hayali minnacık bir evdi,
Bahçesinde ebruli hanımeli açan bir ev.

Видео NAZIM HİKMET "7 Kadın, 6 Evlilik, Yıkılan Yuvalar ve Muhteşem Eserler" канала MegaSinn
Показать
Комментарии отсутствуют
Введите заголовок:

Введите адрес ссылки:

Введите адрес видео с YouTube:

Зарегистрируйтесь или войдите с
Информация о видео
3 марта 2021 г. 11:00:03
00:16:12
Яндекс.Метрика