Загрузка страницы

Dağlar Atamadım Sevdamı - Loudingirra Özdemir (Kuala Lumpur, Malezya)

100 ÜLKEDE 100 TÜRKÜ ÇIĞIRMAK

CÂMİ YOLUNDA YÜZÜSTÜ KAPAKLANAN ÇOCUK

Gecenin geç saatlerinde, tüm dükkanlar kapalıydı. Gündüzün koşuşturmasından arda kalan yorgun bir ıssızlık şehrin bu en işlek sokağında kol geziyordu. Sokak lambalarının altında, yüzleri yarı aydınlık yarı karanlık insanlar, fısıltı halinde birbirleriyle konuşuyorlardı. Anlamlı bir cümle koptu fısıltıların arasından:
"Ne zaman izin verilecek?"
"İzin verilecek olan şey ne?" diye sordum.
Emmiyray, gökdelenlerin arasındaki boşluktan tepkisizce uzaklara bakıyordu.
"Bu insanlar neyi bekliyor?" diye tekrar sordum.
Emmiyray, beni hiç duymuyormuş gibi davranıyordu. Onun bu tavrına canım sıkıldı. Ayağa kalktım. Uykuda olduğunu unutup rüya ile gerçeğin kesiştiği noktada, sağlam bir dayanak bulmak için giriştiği canhıraş mücadelede sıkışıp kalan zihnin yaşadığı çaresizlik üzerimdeydi.
"Daha fazla burada durmak istemiyorum." dedim.
Emmiyray, yine istifini bozmamıştı.
Çantamı yüklenmeye yeltendiğim sırada, siyahî bir adam geçti önümüzden. Onunla göz göze geldim. Gözleri, felaketlerin ortasında büyüyen bir çocuğun çığlığını taşıyordu. Ürperdim. İçine düştüğüm ruh halinden Emmiyray'ın sesi beni çekip aldı:
"Gidemeyiz, sokağın bütün giriş çıkışları polisler tarafından kapatıldı."
Ben, daha nedenini sormaya fırsat bulamadan,
"Cinayet işlenmiş." diye bir ses duydum.
Bir başkasından duyduğumu zannettiğim bu sesin tonlaması ve rengi, öylesine farklıydı ki bir zaman sonra, Emmiyray'ın sesi olduğunu farkedince tüylerim diken diken oldu. Emmiyray'ın yanına geri oturdum. Bünyem, fiziksel dürtülerle mücadele etmekten yorgun düşmüştü. Gökdelenlerin arasındaki boşluğa gözlerimi bıraktım. Gökyüzünde bulutların geçidi vardı. Ellerim; bakışlarımın uzaklaştığı noktaya, karşı konulmaz bir dürtüyle uzanıyordu. Son bulut kümesi, parmaklarımın arasından süzülüp uzaklaştığında alacakaranlık bir gökyüzü altında, gerçekliğin keskin çizgilerini taşıyan anılarla yapayalnız kaldım.

Altı yedi yaşlarında bir çocuk, içi su dolu bir yalağa takılıp koyunların pisliği üzerine kapaklanıyor. Babası,
"Daha doğru dürüst önünü bile seçemezken ne diye peşime takılıyorsun!" diye onu azarlıyor.
"Anlasana, senin yaşında bir çocuk için sabah namazını camide kılmak farz değil." Çocuk, canının acıdığını belli etmeden düştüğü yerden doğrulup babasının büyük adımlarına yetişmeye çalıştığı sırada Emmiyray'ın sesi duydum:
"Uyukluyorsun."
"Hayır." dedim.
"Gördüğüme mi, sana mı inanayım?" dedi.
"Sen kendi gördüğüne inan, ben de kendi gördüğüme inanayım." dedim.
Emmiyray'ın tepkisi, yüzünde beliren zoraki bir gülümsemeden ibaretti.
Aklımca, yitik hakikati dile getirmiştim; çünkü hakikat, herkesin kendi iç dünyasının penceresinden izlediği manzaraydı; sözcükler ise, onu gölgeliyordu. Tekrar sessizlik oldu. Câmi yolunda yüzüstü kapaklanan çocukla birlikteydim yine.
"Uyan! Geç oldu."
Annesinin sesiydi bu! Çocuk, yatağından doğruluyor. Babası yatağında değildi.
"Babam nerde?" diye soruyor.
"Camide." diyor annesi.
Çocuk, yatağının içinde tepinmeye başladı, bir yandan da annesine söylenip ağlıyordu:
"Niye daha erken uyandırmadın?"
"Dün yine yolda düşmüşsün." diye çıkışıyor annesi.
"Hem baban, çocukların evde kıldıkları namazdan da aynı sevabı alacaklarını söyledi." diye daha yumuşak bir ses tonuyla çocuğu sakinleştirmeye çalıştığı sırada, ortalık birden hareketlendi. Polis, sokağı açmıştı. Emmiyray'dan ayrılıp geceyi yeni bir adreste geçirmek üzere yola koyuldum. Çantamda açlık, yorgunluk, uykusuzluk ve özlem vardı. Kafamda ise konforlu bir hayatın özlemiyle çıkarcı bir düşünce tekrar edip duruyordu:
"O çocuk, inançlı kalmalıydı!"

Видео Dağlar Atamadım Sevdamı - Loudingirra Özdemir (Kuala Lumpur, Malezya) канала Loudingirra Özdemir
Показать
Комментарии отсутствуют
Введите заголовок:

Введите адрес ссылки:

Введите адрес видео с YouTube:

Зарегистрируйтесь или войдите с
Информация о видео
5 августа 2019 г. 22:26:22
00:04:56
Яндекс.Метрика