Dumanlı Dumanlı - Loudingirra Özdemir (Rusya'da Bir Köy Evi)
100 ÜLKEDE 100 TÜRKÜ ÇIĞIRMAK
TANRI GİBİ YEMEK YİYORSUN
"Anneanne sorar mısın, 87 yaşında bir insan için hayat ne anlama geliyor?"
Karina, dün gece kıvırcık saçlarımda dolaşan ellerini, hazırlamakta olduğu meyve saltası kabından çıkardı; önce yıkadı, sonra da mutfak tezgahının hemen üzerinde plastik bir çengelde asılı duran havluyla kuruttu. Bunu yaparken de anneannesine sorduğum soruyu tercüme ediyordu. Marina, mutfağın köşe koltuğunda uyuklayan köpeğini seviyordu. Kısık bir gülümsemeyle bana döndü. Konuşacak gibi olduysa da bundan vazgeçip köpeğini sevmeye devam etti. Soruma cevap vermeyecek diye umudumu kestiğim sırada, bakışlarını tekrar yüzüme dikti. Yüzündeki çizgilerin gölgesi uzamış, mavi gözlerini saran buğu tabakası, çoktan gözyaşına dönüşmüştü.
Bu manzara karşısında, evrensel bir bilince tutulmuştum. Hayatta olmasına rağmen, hiç göremediğim bir anneannem vardı ve şu an ben, torunum için endişeleniyordum. Bana bir kez olsun 'anneanne' diye seslenmek isteyen torunumun acısını yüreğimde hissediyordum. Tek engel, medeniyetimizin aramıza koyduğu sınırlardı ve Ahmed Arif'in dediği gibi, içimiz, hiç mi hiç pasaporta ısınmamıştı.
Sonsuzluğu, ölümsüzlüğü isteyen insan ile sınırları koyan insan aynıydı. Çünkü köleliğin güvenliği, konforu ve güvencesi vardı; oysa özgürlüğün dört bir tarafı tehlikeye açıktı. Bir "an"dan ibaret olan bu hayatı, ilkel kaygılar yüzünden sigortalatmak da neyin nesiydi? Ya özgür bir iradeye sarılmak yerine, boyun eğmeyi kutsallaştırmak?
"Hakikat, hakikat!" diye sloganlar atıp, durağan şeylere sarılan insanların arasında yaşadığım yalnızlık, neden bu denli canımı acıtıyordu?
Sahi, bilginin kaynağı neydi? Birilerine açıkça görünen "hakikat", bir diğerine neden muğlaktı?
Kendime kızdım. Olur olmadık zamanlarda tutulduğum bu sorgulamalardan sıyrılmalıydım. Bunun üzerine, arkadaş ortamlarında önemli konuları geçiştirmek için muzipçe tavırlar takınan bir karaktere bürünüp:
"Hayat, bir 'an'dır ve bu 'an'ın Tanrı'sı ilkel bir içgüdüdür." diye mırıldandım.
Saçmalıyordum; fakat hangi ölçüte göre?
Kim bilir, belki de yanlış sorular soruyordum. İnsanlık, bu soruları cevaplamakta, binlerce yıldır bir arpa boyu yol katedemediyse, soruları değiştirmeli, belki de soru sormaktan vaz geçmeliydim.
Gerçek diye benimsetilmiş şeylerle olan ilişkimin kopma noktasına geldiği bu ruh halinden, bir umut, kurtulmak bahanesiyle soğumuş kahvemden bir yudum aldım.
Marina, sorduğum soruyu cevaplamaya başlamıştı. Torunu Karina, tercüme etmek için sabırsızlanıyordu:
"Anneannem, erkeklerin çalıştığı bir silah fabrikasında 33 yıl ağır şartlarda çalışmış." dedi.
"Buna rağmen bir ekmeği bile satın almak için karneyle günlerce sırada beklermiş." Mariana araya girdi:
"Benim için hayat, eve ekmek götürmekten ibaretti; şimdi ise, torunlarımın aç olmadığını gördüğümde, mutlu olmaktan ibaret."
Marina'nın, yemek yemem için çoğu zaman normalin dışında ısrar etmesini ve hatta, bu konuda neden ısrar etmedikleri gerekçesiyle torunlarını sık sık azarlamasını şimdi anlıyordum. Az yemek yediğimi kastederek:
"Tanrı gibi yemek yiyorsun." derdi.
Bunun üzerine:
"Tanrı'ya inanıyor musun?" diye sormuştum.
"Tabii ki inanıyorum." demişti.
"Kominist dönemde, Ortodoks kiliseleri kapatılmıştı; ama ibadetlerimi yapmak için, ayrım yapmadan, Katolik kiliselerine giderdim."
Karina araya girdi:
"Ben bir yaşındayken dedemle evde yalnızdık. Dedem, beni uyuttuktan sonra, yanı başımda kendisini asarak intihar etti."
Araya sıkıştırılan bu vakitsiz bilgi karşısında etkilenmiştim. Mariana'ya döndüm:
"Pekii neden?" diye sordum.
Karşımdakinin tekrar gözleri buğulandı. Sadece omuzlarını silkmekle yetindi. Üstelemedim, sustum. Mutfak masasında, bir süre sessiz durduk. Marina sessizce kalktı, odasına geçti. Odasının kapısının kapanma sesini duyan Karina, soruma cevap verdi:
"Aralarında şiddetli geçimsizlik vardı; dedem önce kendini alkole verdi, sonra da intihar etti."
Видео Dumanlı Dumanlı - Loudingirra Özdemir (Rusya'da Bir Köy Evi) канала Loudingirra Özdemir
TANRI GİBİ YEMEK YİYORSUN
"Anneanne sorar mısın, 87 yaşında bir insan için hayat ne anlama geliyor?"
Karina, dün gece kıvırcık saçlarımda dolaşan ellerini, hazırlamakta olduğu meyve saltası kabından çıkardı; önce yıkadı, sonra da mutfak tezgahının hemen üzerinde plastik bir çengelde asılı duran havluyla kuruttu. Bunu yaparken de anneannesine sorduğum soruyu tercüme ediyordu. Marina, mutfağın köşe koltuğunda uyuklayan köpeğini seviyordu. Kısık bir gülümsemeyle bana döndü. Konuşacak gibi olduysa da bundan vazgeçip köpeğini sevmeye devam etti. Soruma cevap vermeyecek diye umudumu kestiğim sırada, bakışlarını tekrar yüzüme dikti. Yüzündeki çizgilerin gölgesi uzamış, mavi gözlerini saran buğu tabakası, çoktan gözyaşına dönüşmüştü.
Bu manzara karşısında, evrensel bir bilince tutulmuştum. Hayatta olmasına rağmen, hiç göremediğim bir anneannem vardı ve şu an ben, torunum için endişeleniyordum. Bana bir kez olsun 'anneanne' diye seslenmek isteyen torunumun acısını yüreğimde hissediyordum. Tek engel, medeniyetimizin aramıza koyduğu sınırlardı ve Ahmed Arif'in dediği gibi, içimiz, hiç mi hiç pasaporta ısınmamıştı.
Sonsuzluğu, ölümsüzlüğü isteyen insan ile sınırları koyan insan aynıydı. Çünkü köleliğin güvenliği, konforu ve güvencesi vardı; oysa özgürlüğün dört bir tarafı tehlikeye açıktı. Bir "an"dan ibaret olan bu hayatı, ilkel kaygılar yüzünden sigortalatmak da neyin nesiydi? Ya özgür bir iradeye sarılmak yerine, boyun eğmeyi kutsallaştırmak?
"Hakikat, hakikat!" diye sloganlar atıp, durağan şeylere sarılan insanların arasında yaşadığım yalnızlık, neden bu denli canımı acıtıyordu?
Sahi, bilginin kaynağı neydi? Birilerine açıkça görünen "hakikat", bir diğerine neden muğlaktı?
Kendime kızdım. Olur olmadık zamanlarda tutulduğum bu sorgulamalardan sıyrılmalıydım. Bunun üzerine, arkadaş ortamlarında önemli konuları geçiştirmek için muzipçe tavırlar takınan bir karaktere bürünüp:
"Hayat, bir 'an'dır ve bu 'an'ın Tanrı'sı ilkel bir içgüdüdür." diye mırıldandım.
Saçmalıyordum; fakat hangi ölçüte göre?
Kim bilir, belki de yanlış sorular soruyordum. İnsanlık, bu soruları cevaplamakta, binlerce yıldır bir arpa boyu yol katedemediyse, soruları değiştirmeli, belki de soru sormaktan vaz geçmeliydim.
Gerçek diye benimsetilmiş şeylerle olan ilişkimin kopma noktasına geldiği bu ruh halinden, bir umut, kurtulmak bahanesiyle soğumuş kahvemden bir yudum aldım.
Marina, sorduğum soruyu cevaplamaya başlamıştı. Torunu Karina, tercüme etmek için sabırsızlanıyordu:
"Anneannem, erkeklerin çalıştığı bir silah fabrikasında 33 yıl ağır şartlarda çalışmış." dedi.
"Buna rağmen bir ekmeği bile satın almak için karneyle günlerce sırada beklermiş." Mariana araya girdi:
"Benim için hayat, eve ekmek götürmekten ibaretti; şimdi ise, torunlarımın aç olmadığını gördüğümde, mutlu olmaktan ibaret."
Marina'nın, yemek yemem için çoğu zaman normalin dışında ısrar etmesini ve hatta, bu konuda neden ısrar etmedikleri gerekçesiyle torunlarını sık sık azarlamasını şimdi anlıyordum. Az yemek yediğimi kastederek:
"Tanrı gibi yemek yiyorsun." derdi.
Bunun üzerine:
"Tanrı'ya inanıyor musun?" diye sormuştum.
"Tabii ki inanıyorum." demişti.
"Kominist dönemde, Ortodoks kiliseleri kapatılmıştı; ama ibadetlerimi yapmak için, ayrım yapmadan, Katolik kiliselerine giderdim."
Karina araya girdi:
"Ben bir yaşındayken dedemle evde yalnızdık. Dedem, beni uyuttuktan sonra, yanı başımda kendisini asarak intihar etti."
Araya sıkıştırılan bu vakitsiz bilgi karşısında etkilenmiştim. Mariana'ya döndüm:
"Pekii neden?" diye sordum.
Karşımdakinin tekrar gözleri buğulandı. Sadece omuzlarını silkmekle yetindi. Üstelemedim, sustum. Mutfak masasında, bir süre sessiz durduk. Marina sessizce kalktı, odasına geçti. Odasının kapısının kapanma sesini duyan Karina, soruma cevap verdi:
"Aralarında şiddetli geçimsizlik vardı; dedem önce kendini alkole verdi, sonra da intihar etti."
Видео Dumanlı Dumanlı - Loudingirra Özdemir (Rusya'da Bir Köy Evi) канала Loudingirra Özdemir
Показать
Комментарии отсутствуют
Информация о видео
Другие видео канала
![Düşürdün Aşkın Narına - Loudingirra Özdemir (Japonya'da Bir Köy Evi) (Taka, doğaçlama eşlik etti)](https://i.ytimg.com/vi/9iFxkX3I6-o/default.jpg)
![](https://i.ytimg.com/vi/M_YsMckFBuQ/default.jpg)
![Yollar Seni Gide Gide Usandım - Loudingirra Özdemir (Malacca, MALEZYA)](https://i.ytimg.com/vi/OZgtsgIS9pk/default.jpg)
![Dostun Gül Cemali - Loudingirra Özdemir (Myanmar - Tayland Sınırı)](https://i.ytimg.com/vi/6e0p7da6LEk/default.jpg)
![Ben Beni - Loudingirra Özdemir (Manila, FİLİPİNLER)](https://i.ytimg.com/vi/sGjTm6g45_o/default.jpg)
![Loudingirra Özdemir Bir Budist Tapınağında Mahsur Kaldı](https://i.ytimg.com/vi/aa-oJz0uQ_4/default.jpg)
![Hasretinle Beni Üryan Eyledin - Loudingirra Özdemir & Hibiki Tanabe](https://i.ytimg.com/vi/zcK5UsNHRgc/default.jpg)
![Bir İnsan Ömrünü Neye Vermeli - Loudingirra Özdemir (Chiang Mai, TAYLAND)](https://i.ytimg.com/vi/fNyizPto6YE/default.jpg)
![Şeytan Bunun Neresinde - Loudingirra Özdemir (Venedik, İtalya)](https://i.ytimg.com/vi/ooS7BEo9WYs/default.jpg)
![Ne Dedim de Küstün - Loudingirra Özdemir (İstanbul'da konuk olduğum bir aile)](https://i.ytimg.com/vi/J-wNi2ITg6w/default.jpg)
![Ordu'nun Dereleri - Ruba Nasr & Loudingirra Özdemir (Kuala Lumpur, Malezya)](https://i.ytimg.com/vi/azWM6xHL5BU/default.jpg)
![Kendime Kastım Ali - Loudingirra Özdemir (Tayvan'da Bir Köy Evi)](https://i.ytimg.com/vi/rfJElawTpfU/default.jpg)
![Yolumuz Gurbete Düştü - Loudingirra Özdemir (Tayland'ta Bir Köy Evi)](https://i.ytimg.com/vi/eCPBIiaWMeI/default.jpg)
![Erisin Dağların Karı - Loudingirra Özdemir ( Milan, İtalya)](https://i.ytimg.com/vi/s-yp7YezDlc/default.jpg)
![Bir Gönüle Aşk Girince - Loudingirra Özdemir (Sao Paulo, Brezilya)](https://i.ytimg.com/vi/oXpUs6p-SHU/default.jpg)
![Seherde Bir Bağa Girdim - Polina Sharonova & Loudingirra Özdemir (St. Petersburg, RUSYA)](https://i.ytimg.com/vi/HV1eCW6TA58/default.jpg)
![Dolap - Loudingirra Özdemir & Sosoth Sovankong (Phnom Penh, Kamboçya)](https://i.ytimg.com/vi/N_o1lxs3R9U/default.jpg)
![Derdim Gizli - Loudingirra Özdemir (Bali)](https://i.ytimg.com/vi/w3Aay3uXxyA/default.jpg)
![Gül Yüzlü Sevdiğim - Loudingirra Özdemir (Singapur)](https://i.ytimg.com/vi/1PIqySfGvkk/default.jpg)
![Böyledir Bizim Sevdamız - Wen Shao Su & Loudingirra Özdemir ( Taipei, Tayvan)](https://i.ytimg.com/vi/x1WKkj7yQk4/default.jpg)