KADİR SAVUN "Kanser Oldum Ama Tedavi Olacak Param Olmadı"

Türk sinemasının en babacan en iri yarı en iyi kalpli adamlarından biri o. Gerçek hayattaki en iyi dostu filmlerin en kötü adamı erol taş olsa da o asla kötü rolde oynamayı istemedi... O yüzden çok iyi projeleri reddedip kanser hastası olduğunda cebinde 5 kuruş olmadan ölüp gidecekti...Yeşilçamın gururlu güvenilir babacan şefkatli merhametli sadık vefalı özü sözü bir iyi yürekli karakterlerinin vazgeçilmez oyuncusuydu.
Gecelerin ötesin filminde erol taşla yaptığı konuşmayı hangimiz aklımızdan çıkarabilidik ya da güler misin ağlar mısında deniz babanın malı mı deyişini ona kurulan evi görüp duygulanışını, Arada sırada da posta koyuşlarını hiç unutmadık... Sanki bize ders verir edasıyla konuşmalarıda hep hafızalarımzda sanki kötü birşey desek yapıştıracakmış gibiydi lafı gediğe...
Kim bir tehlikeye koşsa o durdururdu başa gelecek belaları kıyamazdı sevdiklerine kimin başı derde girse tam herşey bitti derken imdada o yetişirdi kurtarırdı kötü kalpli insanların elinden ailem dediklerini... Gerçek hayatta da öyleydi tam bir babaydı herkesin sahip olmak isteyeceği türden.. Bazen mutevazı bir balıkçı, bazen demirci bazen de marangoz rolünde çıkardı sevenlerinin karşısına. Hiçbir zaman kötü rollerde oynamadı, ama hiçbir zaman başrol de olamadı. Bu konuda akranı Hulusi Kentmen ile aynı kaderi paylaşıyorlardı. Son birkaç filmi hariç kendi sesini hiç duymadık röportajlarından duyduğumuz kadarıyla da tok ve karizmatik bir sesi vardı ancak o dönem bir düblaj furyası alıp başını gitmişti ve inanılmaz güzel seslere sahip birçok oyuncunun gerçek sesini yıllar sonra duyacaktık. Yeşilçam sinemasının en başından itiabaren Kadir savunu seslendiren isimler haldun ergüvenç ve kemal ergüvençi oldu.
Bu hikaye filmlerin yalnız adamının, yeşilçamın en iyi karakter oyuncularından birinin, en iyi dostu sarma isimli kedisi olan bir hayvanseverin, yüzlerce filmde oynamasına rağmen bir ev bile alabilecek parası olmayan bir oyuncunun, akciğer kanserine yakalanınca tedavi masrafları için yardım kampanyası düzenlenen bir ustanın kısacası yine bir vefasızlık örneği sergilediğimiz koca yürekli bir adamın hikayesi...
Kadir Savun, 15 Ağustos 1926 tarihinde Erzincan‘nın Doruksaray köyünde doğdu.. Babası Osman Savun’dur. Emniyet mensubu olan babasının tayini ile 1931 yılında çok küçük yaşta İstanbul‘a geldi. Annesi Trabzoludur. Kadir Savunun 5 erkek kardeşi vardı.Annelerinin ilk eşinden dünyaya gelen üvey ağabeyleri Ragıp’tan sonra sırayla Kadir, Faruk, Ahmet, Salih ve Saim doğmuştur. İlkokulu ve ortaokulu Nişantaşı’nda bitirdi. Kabataş lisesinde okudu fakat okulu yarıda bıraktı. Okulu bırakır bırakmaz pazarlarda çalışıp seyyar satıcılık yaptı daha sonra bir bankaya memur olarak girdi. Ancak bu meslekle de kişiliği barışmayınca bir süre harp okulunda çalıştı. Sinemaya ilgisi çok küçük yaşlarda çarli çaplini izleyerek başlamıştı o yüzden aklının bir kenarında her zaman sinema vardı evlerinin yakınlarında ant film isminde bir yapım şirketi vardı buraya girmek için oldukça çaba sarfetti ve sonunda set işçisi olarak başlayabildi. kameran asistanlığı ışık dekor aklımıza gelebilecek her işi yapıyordu burada. Sİnemaya ilk adımlarını böyle atsa da sinemayı çok sevsede ilk başlarda hoşlanmadı bu işten göründüğü gibi değildi hiçbirşey. Ant filmi bırakıp şoförlük yapmaya başladı daha sonra sinema kapısı bir kez daha kendisini göstermişti bu onun için bir işaret olabilirdi öyle düşünmüştü en azından ve yönetmen farun kenç'in yanında bir süre yapım amirliği yaptı burada işin kast kısmıyla ilgilendi oyuncuları o seçiyor ve o değerlendiriyordu.

Видео KADİR SAVUN "Kanser Oldum Ama Tedavi Olacak Param Olmadı" канала MegaSinn