Загрузка страницы

Şehirden Köye Minimalizm ve Minimal Yaşam | Mustafa Yılmaz Özel Röportaj

Minimalizm ve Minimal Yaşam Üzerine bir dergiye verdiğim Özel Röportaj işte bu videoda. Onlar sordu Mustafa Yılmaz ( muzmaz ) yanıtladı. Şehirden Köye göç hareketimiz ile başlayan süreç ve tüm detaylar;

- Kısaca Kendinizi Tanıtır mısınız?
- Köye Göç Sebepleriniz Neler ?
- Göç Etmeden Önce Ne İş Yapıyordunuz ?
- Minimal Yaşama Geçişte Zorluk Yaşadınız mı ?
- Minimal Yaşamı Tavsiye Ediyor musunuz?
- Minimalist Yaşamın Hayatınıza Kattıkları Neler?
- Köyde Neler Üretiyorsunuz?
- Nasıl Tasarruf Ediyorsunuz?
- İnsanlara niçin Yaşa BU Hayatı diyorsun?
- Hayat Motton Nedir?,
- Unuttuğun Hayat Felsefen Nedir?
- Minimal Yaşam sadece Köyde mi olabilir?
- Pişmanlıklarınız Oldu mu?
- İnsanlara Tavsiyelerin Neler?
- Son Söz ve Kapanış

Minimalist olmak, minimalist insan! Evet, bunlar son zamanlarda sık sık karşımıza çıkan kavramlar arasında! Hatta belki sizin etrafınızda da minimalist yaşam felsefesini benimseyen ve size de aynı şeyi öneren insanlar vardır. Çünkü minimalist olmak her an biraz daha fazla insanın dikkatini çekmekte, konuyla ilgili olarak her gün biraz daha çok şeyin farkına varılmaktadır.

Nasıl minimalist olunabileceğini merak edenler arasında yanlış ya da eksik bilgiye sahip olanlar kadar, minimalist yaşamanın hakkını verenler de vardır. Peki, bu konuda yanlış bilinen şeyler nelerdir? Öncelikle evinizde birkaç parça eşyayla yaşayarak, minimalist insan olamayacağınızı anlamalısınız. Çünkü sadeleşmek, yalnızca fazla eşyalarınızdan kurtulmak anlamında sadeleşmek değildir.

Aynı zamanda düşüncelerden, insanlardan, yaşam tarzından, alışkanlıklardan, kısacası maddi-manevi bütün fazlalıklardan kurtulmak gerekmektedir. Zaten aşağıdaki maddelerde de bu dediklerimi yapmanızı kolaylaştıracak ve gözlerinizi gerçek mutluluğa karşı açmanızı sağlayacak öneriler nelermiş, göreceksiniz. İşte minimalist olmak ve bu yaşam felsefesiyle gelen mutluluğu tatmak için gereken bilgiler!

Evet, zamanın bizi nasıl bir noktaya getirdiğini hepimiz biliyoruz. Zira tüketmeye ne kadar meraklı bir toplum olduğumuz apaçık ortada duran bir gerçek! Evlerimizi hıncahınç eşyalarla dolduruyor, dolaplarımızı zar zor kapatacak durumlara getiriyor, sığmayan eşyalar için ekstra dolaplar alıyor ve tüm bunlar yetmezmiş gibi aynı yaklaşımla hayatlarımızı da yaşanmaz hale getiriyoruz. Etrafımızdaki gereksiz insanlar, zihnimizi kurcalayan yersiz düşünceler, kısacası çokluğun getirdiği azlıkla kendimizi mutsuz mu mutsuz ediyoruz. Sonra da “neden” diyoruz. Neden bu kadar çokken aynı derecede az hissediyoruz?

Çünkü basitliğin ne kadar güzel, ne kadar huzur veren bir şey olduğunu bilmiyoruz. İnsanın sadeleştikçe özgürleşebileceği gerçeğini göremiyoruz. Bizi uçmaktan alıkoyan şeyin, sırtlandığımız ve inatla hep daha fazlasını yüklenmeye çalıştığımız yük olduğunu bilmiyor gibi davranıyoruz. Televizyonda gördüğümüz reklamlar, aralıksız gelen mailler, etraftan gördüklerimiz, kısacası zamanın geldiği nokta yüzünden pek çok kişinin kapılıp gittiği tufanda biz de azar azar yok oluyoruz.

Ama olaya hepten de durumun farkında değilmiş gibi yaklaşmıyoruz. Çünkü ara sıra (tabii sadeliğin güzelliğini görebilmiş kadar yaşlı olanlar) “eskiden ne kadar da mutluymuşuz, keşke o zamanlara dönebilsek…” gibi düşüncelere dalıyoruz. Ama sonra yine aynı telaşa düşüyor, eskiden neden o kadar mutlu olduğumuzun farkına bile varamadan kapımızı çalan hayat gailesine “hoş geldin” diyoruz. “Hoş geldin, koşuşturmacadan ibaret olan yaşam!”

Oysaki bir şeylerin farkına vararak, diğer bir ifadeyle minimalist yaşam tarzını benimseyerek, geçmiş güzel günlerdeki iç huzurunu ve mutluluğunu yaşamak mümkün! Çünkü minimalizm kısaca; tüketim odaklı yaşam biçiminin karşıtı olarak ifade edilebilir. Hani tıpkı eski zamanlardaki gibi! Satın alma gücünün bu kadar olmadığı, insanların her şeyin azıyla hayat sürdürmeye çalıştığı zamanlar! Eskiyen eşyaların tamir edilerek yeniden kullanılabilir hale getirildiği, neredeyse hiçbir şeyin çöpe atılmadığı dönemlerden! Ne abartının ne israfın ne de doyumsuzluğun olmadığı vakitler! Yani günümüz yaşantısının tam tersi yönde sürdürülen hayatlar vardı. Ama huzur, mutluluk, tatmin ve şükür de vardı!
Demek istediğim o ki; minimalizm eskiden var olup günümüze göre yeniden düzenlenmiş bir akım! Nitekim doyumsuzluk, tüketim açlığı, ne kadar çoğuna sahip olunsa da hep daha fazlasının istenmesi insanların bu yaşam tarzının önemini anlamasını sağladı. Bugün farkındalığı yüksek olan ya da bir şeylerin ayrımına varan pek çok kişi hayatına “minimalist” olarak devam etme için çaba sarf ediyor. Eğer siz de hayatın sizi yorduğunu düşünüyor, bir şeylere yetişmek için bin parçaya bölünüyor, minimalist yaşamla gelen mutlulukla tanışmak istiyorsanız, bunun için harekete geçmeniz gerektiğini bilmelisiniz.

İşte “ne kadar az o kadar çok” felsefesini benimseyebilmek için yapmanız gerekenler:

Benimle iletişim kurmak isterseniz:
muzmaz@gmail.com
facebook: https://www.facebook.com/muzmaz
instagram: https://www.instagram.com/muzmazz/
Patreon: https://www.patreon.com/muzmaz

Видео Şehirden Köye Minimalizm ve Minimal Yaşam | Mustafa Yılmaz Özel Röportaj канала Mustafa Yılmaz
Показать
Комментарии отсутствуют
Введите заголовок:

Введите адрес ссылки:

Введите адрес видео с YouTube:

Зарегистрируйтесь или войдите с
Информация о видео
2 апреля 2020 г. 11:48:42
00:16:41
Яндекс.Метрика