Kabak kemane ustası olmak | İrfan Alkur: "Kalıplaştırılmamış bir ses var kabak kemanede"

İrfan Alkur, 1956 yılında kahvelerinde kabak kemanelerin, bağlamaların asılı olduğu, çalmasını bilenlerin akşamları müzik ziyafeti verdiği İzmir'in Tire ilçesine bağlı küçük bir dağ köyü olan Başköy'de doğdu.

Parası olmadığı için daha 12 yaşında ilk kabak kemanesini kendisi yaptı. Su kabağı ve sap için kullanılan ağaç zaten köyün her tarafında vardı. Bağlantı takozunu su kovalarından, telleri telefon kablolarından, zarı avcılardan aldığı tavşan derisinden yaptı.

Ömrünü kabak kemaneye adayan Alkur, yaklaşık 55 yıldır kabak kemane yapıyor, çalıyor, öğrenmek isteyenlere bir karşılık beklemeden ders veriyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı unvanına layık görülen kabak kemane ustası, Başköy’de doğup büyüdüğü taş evi restore ederek kültür ve sanat evine dönüştürdü.

Her bir kabak kemane, farklı boyutlardaki kabaklardan üretildiği için bir standardı yok. Dolayısıyla doğru sesin çıkması için usta bir işçilik gerekiyor.

İrfan, "Perde olmadığı için bence kalıplaştırılmamış bir ses var kabak kemanede" diyor ve her müzisyenin bu enstrümanı denemesi gerektiğini söylüyor.

Kökü Orta Asya'ya dayanan kabak kemane kültürünün yaşatılması için elinden geleni yaptığını söyleyen İrfan, "Bu benimle olacak bir şey değil. Ben öldükten sonra ne olacağını ben bilemem. Artık belki de bir fırsat kaçtı diyenler olacak ama o benim suçum değil" sözleriyle serzenişte bulunuyor.

#kabakkemane #kabakkemaneustası #kabakkemaneçalmak

Видео Kabak kemane ustası olmak | İrfan Alkur: "Kalıplaştırılmamış bir ses var kabak kemanede" канала +90