Загрузка страницы

Hafız Emrullah ERDOĞAN - Rahmân Süresi (1-28) Ayetler

1,2. O Rahmân (olan Allah), Kur’ân’ı öğretti.
3. İnsanı yarattı.
4. Ona beyânı (açıkça anlatmayı)öğretti.
5. Güneş ve ay, bir hesâba göre (hareket etmekte)dir.
6. (Gövdesiz olarak yerde biten)bitkiler de ağaçlar da (Allah’a) secde ederler.
7. Göğe gelince, onu yükseltti ve mîzânı (umum kâinâtta adâlet ve dengeyi) koydu.(3)

 (3) “İsm-i Adl’in cilve-i a‘zamından (en büyük icrâatlerinden) olan kâinâttaki adâlet-i tâmme (tam adâlet), umum eşyânın müvâzenelerini idâre ediyor ve beşere de adâleti emrediyor. Sûre-i Rahmân’da وَالسَّمَٓاءَ رَفَعَهاَ وَوَضَعَ الْم۪يزَانَ [Göğe gelince, onu yükseltti ve mîzânı (umum kâinâtta adâlet ve dengeyi) koydu] اَلَّا تَتْغَوْا فِي الْم۪يزَانَ [Tâ ki tartıda haddi aşmayın!] وَاَق۪يمُوا الْوَزْنَ بِالْقِسْطِ وَلَا تُخْسِرُوا الْم۪يزَانَ [Ve tartmayı adâletle dosdoğru yapın, hem tartıda eksiklik etmeyin!] âyetindeki dört mertebeye, dört nevi‘ mîzâna işâret eden dört def‘a ‘mîzân’ zikretmesi, kâinâtta mîzânın derece-i azametinive fevkalâde pek büyük ehemmiyetini gösteriyor. Evet hiçbir şeyde isrâf olmadığı gibi, hiçbir şeyde de hakîkî zulüm ve mîzansızlık yoktur.” (Lem‘alar, 30. Lem‘a, 368)
8. Tâ ki tartıda haddi aşmayın!
9. Ve tartmayı adâletle dosdoğru yapın, hem tartıda eksiklik etmeyin!
10. Yere gelince, onu mahlûkāt için alçalttı (yaşamaya elverişli bir şekilde döşedi).
11. Orada meyveler ve tomurcuklu hurma ağaçları vardır.
12. Yapraklı hubûbât ve hoş kokulu bitkiler (vardır).
13. (Ey insanlar ve cinler!) O hâlde Rabbinizin ni‘metlerinden hangisini yalanlarsınız?
14. (O,) insanı pişmiş çamur gibi kuru bir balçıktan yarattı.
15. Cânnı (cinlerin babasını) ise, ateşin dumansız alevinden yarattı.
16. Şimdi Rabbinizin ni‘metlerinden hangisini yalanlarsınız?
17,18. (O, yaz ve kış için farklı farklı olan) iki doğunun Rabbi ve iki batının Rabbidir! Şimdi Rabbinizin ni‘metlerinden hangisini yalanlarsınız?
19. İki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir.
20,21. (Ama) aralarında bir engel vardır; birbirine tecâvüz etmezler (karışmazlar)!(1) Şimdi Rabbinizin ni‘metlerinden hangisini yalanlarsınız?

 (1) “Ehl-i velâyetin ehemmiyetle virdlerinde zikir ve tekrâr ettikleri مَرَجَ الْبَحْرَيْنِ يَلْتَقِياَنِ [İki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir.] بَيْنَهُمَا بَرْزَخٌ لَا يَبْغِياَنِ [(Ama) aralarında bir engel vardır; birbirine tecâvüz etmezler (karışmazlar)!] cümlesinde; dâire-i vücûb (Allah’ın Zât, isim ve sıfatları âlemi) ile dâire-i imkândaki (yaratılmışlar âlemindeki) bahr-i rubûbiyet ve bahr-i ubûdiyetten (umum kâinâtı terbiye etme ve O’na kulluk etme denizlerinden) tut, tâ dünya ve âhiret bahirlerine (denizlerine), tâ âlem-i gayb ve âlem-i şehâdet (görünmeyen ve görünen âlemler) bahirlerine, tâ şark ve garb (doğu ve batı), şimâl ve cenubdaki (kuzey ve güney) bahr-i muhîtlerine (okyanuslarına), (...) tâ Nil ve Dicle ve Fırat gibi, büyük ırmaklar denilen küçük tatlı denizler ile onların karıştığı tuzlu büyük denizlerine kadar, ma‘nâsındaki cüz’iyâtları var. Bunlar umûmen murâd ve maksûd olabilir ve onun hakîkî ve mecâzî ma‘nâlarıdır.” (Mektûbât, 26. Mektûb, 127)

22,23. O ikisinden inci ve mercan çıkar! Şimdi Rabbinizin ni‘metlerinden hangisini yalanlarsınız?
24,25. Denizde koca dağlar gibi yükseltilmiş (akıp giden) gemiler, O’nundur! Şimdi Rabbinizin ni‘metlerinden hangisini yalanlarsınız?
26. Onun (o yerin) üzerindeki herkes (ve herşey) fânîdir.
27,28. (Ancak) celâl (azamet ve kahır) ve ikram sâhibi Rabbinin vechi (Zât’ı ve O’nun rızâsı için olan şeyler)bâkî kalır. Şimdi Rabbinizin ni‘metlerinden hangisini yalanlarsınız?

Видео Hafız Emrullah ERDOĞAN - Rahmân Süresi (1-28) Ayetler канала Ekber Eğilmez
Показать
Комментарии отсутствуют
Введите заголовок:

Введите адрес ссылки:

Введите адрес видео с YouTube:

Зарегистрируйтесь или войдите с
Информация о видео
9 июля 2017 г. 6:07:04
00:09:26
Яндекс.Метрика