Загрузка страницы

USTALAR #5 | JACK NICHOLSON PART1

#jacknicholson #gugukkusu #oscar
👇🏼👇🏼👇🏼👇🏼👇🏼DAHA FAZLASI İÇİN👇🏼👇🏼👇🏼👇🏼👇🏼

ABONE OLUN 👉👉👉👉👉👉 https://bit.ly/2J35PwO

ÜYE OLUN 👉👉👉👉👉👉 https://bit.ly/3pTr6tH

BİLMEMEN AYIP SİNEMA INSTAGRAM 👉👉👉👉👉👉 https://bit.ly/3bH6Fdu

ORKAN VARAN INSTAGRAM 👉👉👉👉👉👉 https://bit.ly/3uErjTV

TİŞÖRTLER BURADA 👉👉👉👉👉👉 https://bit.ly/370zb7h

HER DAİM KLASİKLER 👉👉👉👉👉👉 https://bit.ly/398zOP5

OYUNCULAR 👉👉👉👉👉👉 https://bit.ly/35W5ghc

YÖNETMENLER 👉👉👉👉👉👉 https://bit.ly/3kXKORF

FİLM LİSTESİ 👉👉👉👉👉👉 https://bit.ly/3q4zHtU
Orkan Varan - Hazırlayan & Sunan
Erhan Özkantarcı - Yönetmen & Yapımcı
john joseph nicholson 1937de new jersey de, bir showgirl’ün oğlu olarak dünyaya geldi. ailesi ile ilgili durumlar biraz belirsiz. babası annesinin eski menajeri, ya da jack doğduğu sıralar evlendiği adam olabilir deniyor. annesi june francis gerçekten biyolojik annesi miydi? gibi sorular da soruluyor. çünkü sonradan ortaya çıkıyor ki annesi jackten yalnızca 10 yaş büyük. ünlü olduktan sonra time dergisi bu konuyla ilgili araştırma yapmış ve yıllarca ablası sandığı kadının annesi olduğunu, diğer ablasının da teyzesi olduğunu söylemiş. yıllarca anne baba dediği insanlar da dede ve anneannesiymiş. jack nicholson tüm bunları dramatik gelişmeler gibi görüyormuş.. öte yandan psikolojik anlamda iyi durumdayım, atlattım gibi yorumluyormuş bu konuyla ilgili aşağı yorum yapacakları da, şimdiden sağduyu, ve empatiye davet ediyorum. bu günden itibaren barış dolu bir hayatları olmasını dilerim.
devam

new jerseynin mahallelerinde, apartman dairelerinde büyüyen jack, orada hayatın gerçekleriyle yüzleşiyordu. 1950yılında 13 yaşındayken californiyaya ablasını ziyarete gitmişti. hanna barbera nın ofisinde geçici bir iş bulup çalışıyordu. bu noktada hanne barberayı küçük bi hatırlayalım. yogi, jetsons scooby doo ve şirinler gibi işlere imza atan yapımevinden bahsediyoruz. hanna barbera genç nicholson’a iş teklif etmişti. gel seni çekirdekten animasyoncu olarak yetiştirelim. çizgi film yaparsın dediler. bu teklifi reddeden jack, oyuncu olmak istediğini belirtti, joker gibi kocaman güldü ve ofisi terketti.
lisede sınıfın clown’u olarak gösteriliyordu. clown derken soytarı ya da palyaçoyu kastetmiyoruz. clown kelimesi ingilizcede ve tiyatro-sinema ortamlarında çok daha geniş bir anlama tekabül ediyor. tarihte büyük işler yapmış komedi karakterleri clown olarak tanımlanabiliyor. kralın yüzüne gerçekleri vuran tek karakterin soytarı olduğunu unutmayalım diyor ve bu konuyu şimdilik geçiyorum. jack nicholson da clown ismiyle müsemma, sıradışı bir karakterdi. sürekli olarak okulda disiplin cezaları alıyordu. 50lerin sonunda orduya katıldı. kore savaşında görev aldı. 1961de ordudan ayrıldı ve aktörlük kariyerine odaklandı. aslında ordu macerasından önce 1958 yapımı cry baby killer isimli düşük bütçeli bir filmde yer almıştı. fakat her oyuncu gibi jack nicholson’ın da kariyeri inişli çıkışlıydı. 60ların başında senaristliğe yöneldi ve dönemin ünlü yönetmeni roger corman’ın “the trip” isimli filmini yazdı. yönetmen aslında metni çok sevmişti. sinema bir ekip işi olduğu için, senaryo yazıldığı gibi beyaz perdeye aktarılamadı ve film kötü yorumlar aldı. 4-5 yıl boyunca bir orada bir burada iş kovaladı. o yıllardaki işlerinden biri de yine roger corman’ın yönettiği 63 yapımı televizyon filmi the terrordü. o dönemdeki eşi de filmde oynuyordu ve ilk çocukları lorreaine e hamileydi. yeri gelmişken söyleyelim. farklı eşlerinden toplam 6 çocuğu var. alın bu bilgyle de naparsanız yapın.

69da kirişi kırdığı projesi geldi. the tripte başrolleri oynayan yani önceki projelerden tanıdığı peter fonda ve dennis hooper’ın easy rider filmnde oynadı. sene 1969du ve nicholson ilk sıçramasını yapmıştı. george hanson rolü için şu sözleri sarfediyordu. easy riderdan önceki filmlerime baktığımda çaresiz, genç ve ünlü olmaya çalışan bir aktör görüyorum. easy riderla olgunluk dönemine adım atan aktörümüz, ilk kez oscar adaylığını da bu filmle aldı. kariyerinin başında sayılırdı ve önemli bir başarıya ulaşmıştı.
easy rider bir çok açıdan önemli bir filmdi. karşıkültürün yükselişini, alternatif öykülerin varlığını temsil ediyordu. ve başta antikahramanların şahı, prensi dediğim jack nicholson ilk kez bu filmde nasıl bir antikahraman olacağını kanıtlıyordu. dünyaya haykırıyordu. 68 kuşağı ile birlikte hiçbirşey eskisi gibi olmayacaktı. buna sinema da dahildi. yeni sinema standartların dışında yüzler ve karakterler istiyordu. dönemin standartdışı isimlerinden stanley kubrick de, easy riderda izlediği jack nicholson’ı çok beğenmişti. napolyon projesinde yer vermek istiyordu. proje rafa kalkınca o iş yalan oldu.

ödül arenasına çıkan nicholson, aday olan ve kazanan aktörlerin en buhranlı dönemini yaşıyordu. başarıya ulaştıktan sonra bunu devam ettirmeliydi. yoksa tarihe gömülebilirdi. ya da uzuun bir duraklama dönemi yaşabilirdi. 69 ve 74 arasında önemli diyebileceğimiz bir kaç projesi var. efsane sinemacı orson welles’in

Видео USTALAR #5 | JACK NICHOLSON PART1 канала Bilmemen Ayıp - Sinema
Показать
Комментарии отсутствуют
Введите заголовок:

Введите адрес ссылки:

Введите адрес видео с YouTube:

Зарегистрируйтесь или войдите с
Информация о видео
1 октября 2021 г. 23:08:16
00:18:56
Яндекс.Метрика