BİR YASANIN HİKAYESİ VE MUHTEMEL SONUÇLARI (GÜVENLİK SORUŞTURMASI ARŞİV ARAŞTIRMASI KANUNU)

BİR YASANIN ANAYASAYA AYKIRI HİKAYESİ VE UYGULAMADA ORTAYA ÇIKABİLECEK MUHTEMEL SONUÇLARI (GÜVENLİK SORUŞTURMASI ARŞİV ARAŞTIRMASI KANUNU)
TBMM’de kabul edilen “Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu” 17 Nisan 2021 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Söz konusu kanun, CHP tarafından hem şekil yani usul hem de esas açısından, iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne götürülecek. Ben de imzacılar arasındayım.
Önce usul açısından ele alalım diyoruz çünkü “usul ya da şekil esastan önceliklidir” kuralına göre bir kanun usul açısından hukuka uygun değilse esasa bakılmaksızın veya esasta bir sorun olmasa dahi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilir.
Bu kanun henüz bir teklif halindeyken sadece İçişleri Komisyonu tarafından görüşüldü. Halbuki önce Anayasa Komisyonu’nda anayasaya uygunluk yönünden ele alınmalıydı.
Şekil açısından şimdi söyleyeceğim de çok önemli.
Reddedilen kanun, İçtüzüğün 76. Maddesine göre üzerinden bir yıl geçmeksizin aynı yasama döneminde yeniden meclis gündemine getirilemez.
Hatırlayacağınız gibi TBMM’de maddelere geçilmesi aşamasında muhalefetin oylarıyla reddedilmişti. Ancak AK Parti bu oylamaya itiraz etmiş, hem meclis başkanlık divanında hem de mecliste sayısal üstünlüğü elinde tutarak oylamayı yeniden yapmayı ve mükerrer oylama sonucunda kanunu geçirmeyi bir şekilde sağlamıştı.
Adli sicil kaydı ya da temiz kağıdı olarak da bildiğimiz “arşiv araştırması” zaten kamuda işe başlayan her kişi için uygulanan bir yöntem. Ancak 20 Temmuz 2016’da ilan edilen OHAL uygulamaları sürecinde KHK’lar ile işinden atılanların durumu bu kanunla bir kez daha tartışma yaratacaktır.
Arşiv araştırmasının ardından güvenlik soruşturmasına gelecek olursak. Bazı hassas görevler için güvenlik soruşturması istenmesi bu kanun çıkmadan önce de zaten uygulama dahilindeydi.
Yeni kanunla güvenlik soruşturması uygulamasının sınırları muğlaklaşıyor, hemen hemen her işe başlayacak kişiye uygulanabilecek bir şekilde genelleştirilmesine kapı açılıyor.
2. maddede bahsedilen ve 7. maddede tanımlanan “Değerlendirme Komisyonu” oldukça muğlak geçilmiş, bu komisyonun hangi uzmanlık alanlarından oluşacağı açıkça belirtilmemiş ve komisyon genelde atamayı yapacak amirin memurlarından oluşturulmuştur.
Yine ikinci maddedeki “üst kademe kamu yöneticisi” genellemesinin içinin Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle doldurulması kanunilik ilkesine aykırıdır.
Yeni çıkan kanunun 5. maddesinde suç işlemek amacıyla kurulan örgütlerle irtibat ve iltisak tanımını görüyoruz.
Hepinizin bildiği gibi 15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ bir terör örgütü olarak ilan edildi. Şu anda istihbarat birimlerinin elindeki bilgi notlarının önemli bir kısmı bu kadrolar tarafından oluşturuldu.
Kanunun 6. maddesinde güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapacak birimler belirleniyor. Bu durumda güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasına tabi tutulacak olan birimler aynı zamanda personel alımında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapacaktır.
Kanunun 8, 9 ve 10.maddelerinde:
Kişisel verilerin korunması kapsamında toplanan kişisel veriler, hakkında veri toplanan kişilerle paylaşılmayacak.
Ayrıca hakkında veri toplanan kişilerin bu bilgilere itiraz hakkını nasıl kullanılacağı da kanunda belirtilmemiş.
Kanunun 12’nci maddesinde Devletin güvenliği, ulusun varlığı ve bütünlüğü, iç ve dış menfaatlerin zarar göreceği bilgilerin tespiti gibi temel hususlar kanunla düzenlenmek yerine yine Cumhurbaşkanlığının hazırlayacağı yönetmeliğe bırakılıyor.
Sonuç olarak bu Kanun,
Anayasa'nın hukuk devletini düzenleyen 2. maddesine, yasama yetkisinin devredilemezliği ilkesini öngören 7. maddesine, temel hakların özlerine dokunulmaksızın sınırlanabileceği istisnai durumları düzenleyen 13. maddesine, kişisel verilerin korunması hakkını düzenleyen 20. maddesine, dava açma, adil yargılanma haklarını zikreden 36. ve masumiyet karinesini öngören 38. maddelerine, eğitim ve öğretim hakkını düzenleyen 42. maddesine, çalışma hakkını düzenleyen 49. maddesine, kamu hizmetine girme hakkını düzenleyen 70. maddesine, kamu hizmeti görevlileri hakkındaki çerçeveyi çizen 128. ve 129. maddelerine ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8. maddesine ve dolayısıyla Anayasa'nın 90. Maddesine aykırılık içeriyor.
Sonuçta,
Bu kanun, kendi vatandaşlarını yandaş ve muhalif diye bölen, muhaliflerini sıkça zikrettiği gibi hain olarak tanımlamaktan kaçınmayan iktidarın yönetim anlayışının bir özetidir.
Bu kanun bu iktidarın yandaşlarını kamu görevlerine doldurmasını ve muhaliflerini bu görevlerden müebbet men etmesini yasallaştırma hamlesidir.
Hukuka aykırı yasaları devreye sokarken sürekli olarak 15 Temmuz kanlı tecrübesini gerekçe olarak ortaya koyuyorlar.
Bu iktidar ilk seçimde değişecek, bunda kimsenin şüphesi yok.
Fakat görevi devralacak olan muhalefetin tamir ve telafi etmek zorunda kalacağı hasarın boyutu her yönden oldukça ağırlaştı. Yükümüz çok ağır, bunun bilincindeyiz.
Nazır Cihangir İslam
@cihangirislam
@cihangirislamtbmm
#cihangirislam
#chp
#TBMM

Видео BİR YASANIN HİKAYESİ VE MUHTEMEL SONUÇLARI (GÜVENLİK SORUŞTURMASI ARŞİV ARAŞTIRMASI KANUNU) канала Nazır Cihangir İslam