Allah’ı tanımanın yolu: Yakîn - Mektubât, 97. Mektup / Kerem Önder
Allah’ı tanımanın yolu: Yakîn - Mektubât, 97. Mektup
Bu mektûb, şeyh Dervîşe yazılmışdır. İbâdet etmemizin emr olunması, yakîn elde etmemiz için olduğu bildirilmekdedir:
“Hak teâlâ, Peygamberlerin en üstünü “salevâtullahi aleyhim” hâtırı için, bir işe yaramıyan bizlere, îmânın
hakîkatini bildirsin! İnsanların yaratılmasına sebeb, emr olunan ibâdetleri yapmakdır. İbâdetleri yapmak da
îmânın hakîkati olan, yakîni elde etmek içindir. Hicr sûresi, son âyetinin meâl-i şerîfi de, belki (Yakîn elde
etmek için Rabbine ibâdet et!) demekdir. Çünki (hattâ) kelimesi, (ye kadar) demek olduğu gibi, (sebeb
olmak, ya’nî, için) ma’nâsını da bildirir. Sanki, ibâdet yapmadan önce olan bu îmân, îmânın kendisi değil,
görünüşüdür. Âyet-i kerîmede, (yakîn elde etmek için) ya’nî (Îmânın kendisini elde etmek için) buyuruluyor.
Sûre-i Nisâ yüzotuzbeşinci âyetinde, (Ey îmân edenler! Îmân ediniz!) buyuruldu. Bunun ma’nâsı, (Ey!
Îmânın sûretini edinenler! İbâdet yaparak, îmânın kendisine kavuşunuz!)dur.
(Vilâyet), ya’nî Velî olmak, Fenâ ve Bekâ denilen iki ni’mete kavuşmak demekdir. Fenâ ve Bekâya kavuşmak,
bu yakîni ele geçirmek içindir. Yoksa, Fenâ-fillah ve Bekâ-billah diyerek, Allahü teâlâ ile birleşmek, hulûl gibi
şeyler anlamak, ilhâd ve zındıklıkdır.
Evet, tesavvuf yolunda ilerlerken, Allahü teâlâya olan fazla aşk, sevgi sebebi ile serhoşluk gibi, ba’zı hâller
hâsıl olur. Bu vakt, ba’zı bilgiler yanlış anlaşılır. Böyle hâlleri geçmek, atlamak lâzımdır. Böyle anlayışlar için
tevbe, istigfâr etmek lâzımdır. Tesavvuf büyüklerinden İbrâhîm bin Şeybân-i Kazvînî “kaddesallahü teâlâ
ervâhahüm” buyuruyor ki: (Fenâ ve Bekâ bilgileri, Allahü teâlânın bir olduğuna hâlis inananlarda ve
ibâdetlerini doğru yapanlarda bulunur. Başkalarının Fenâ ve Bekâ olarak söyledikleri hep yalandır ve
zındıklıkdır). Bu sözü, tâm yerindedir ve kendisinin doğru yolda bulunduğunu göstermekdedir.
(Fenâ-fillâh) demek, Allahü teâlânın râzı olduğu, beğendiği şeylerde fânî olmak demekdir. Ya’nî hep Onun
sevdiklerini sevmek, Onun sevdikleri, kendine sevgili olmakdır. (Seyr-i ilallah) ve (Seyr-i fillah) gibi sözler de
böyledir. Size ve doğru yolda olanlara selâmlar olsun!” Rabbani
Va’bud rabbeke hattâ ye/tiyeke-lyakîn Yakin: Kesin, sağlam, doğru bilgi.
Fenâ, yokluk ve hiçlik ve geçici olmak; bekâ ise, kalıcı ve daimi olmak anlamına Kur'an kaynaklı bir tasavvuf kavramıdır.
Rahman Suresi'nde: Yeryüzünde bulunan herşey fenâ bulacak; yalnız celal ve ikram sahibi Rabbının zatı baki
kalacaktır.” buyurulmaktadır.
Bir bölgede yağmur yağmıyordu, kuraklık çok sıkıntı vermeye başlamıştı. Herkes yağmur yağması için dua ediyorsa da;
yağmur yağmıyordu. Evliyadan bir zat, ne yapacağını şaşıran insanlara dedi ki:
“Bunun çaresi vardır. Sebeplerine yapışmadan yağmur yağmaz.”
İmam Şafi'ye soruldu; "Allah'a karşı kötü zan nasıl olur?”
Şöyle cevap verdi: "Vesveseli olmak, her an bir musibet gelecek gibi bir korku içine girmek ve elinde bulunan
nimetin yok olacağını beklemek, Allah'a karşı kötü zandır."
İnanç dediğimiz şey bazı fikir ve düşüncelere olan bağımlılıktır. Onları kesin doğrularımız olarak görürüz.
Annemiz bize geçmişte bir şey söylemiştir; "sobayı elleme, elin yanar" denemiş veya denememiş ama deneyen birisini
gözlemlemişizdir ve gerçekten de eli yanmıştır. Biz onu çok sağlam bir şekilde kodlarız, artık sobayı ellemeyiz. Ama yaz
gelip de artık onun içinde ateş yanmıyor olsa bile, onun yakmadığını bilsek bile, yine de ona dokunmaktan kaçınırız,
çünkü inancımız vardır. Size söylenenler, duyduklarımız, okuduklarımız, gördüklerimiz hepsi birer inanç oluşturur.
Hepsinin doğru olduğuna inanır ve inandıklarınıza göre yaşarsınız. İnancı aşabilecek bir şey yoktur, beynimizi
inançlarımıza göre programlarız. Eğer yanlış bir bilgiyi inanç halinde kodlamışsak, bize onun tamamen yanlış olduğu
gözümüze sokarak gösteriliyor olsa bile ondan vazgeçemeyiz, inanmak ikna olmaktır. Kabul etmektir.
Yaşlının muhabbetinden kaçma yöntemi.
Watsaptan mesaj atıyo ali abi hemen benı ara kaza yaptım de. Kurtulamadıgım bı muhabbet ıcındeyım.
Noel süslerini tatlı bulup Ramazanla ilgili süslere "laik bir ülkeyiz" diye laf atanlara İslamafobik denince kavga
Anne baba duası alın. “Ana baba duası Peygamberin ümmetine duası gibidir.”
Web / https://keremonder.com
Facebook / http://www.facebook.com/kereminden
Instagram / http://www.instagram.com/kerem_onder
Instagram / http://www.instagram.com/ihramcizaderesmi
Twitter / http://twitter.com/keremonder1
Podcast / https://anchor.fm/keremonder
din,ilim,fıkıh,dini videolar,sohbet,sohbetler,dini sohbetler,kerem önder,kerem önder hoca,tefsir,Allah,ilim yayma,ihramcızade,ihramcızade ilim yayma,
Видео Allah’ı tanımanın yolu: Yakîn - Mektubât, 97. Mektup / Kerem Önder канала İhramcızâde İlim Yayma
Bu mektûb, şeyh Dervîşe yazılmışdır. İbâdet etmemizin emr olunması, yakîn elde etmemiz için olduğu bildirilmekdedir:
“Hak teâlâ, Peygamberlerin en üstünü “salevâtullahi aleyhim” hâtırı için, bir işe yaramıyan bizlere, îmânın
hakîkatini bildirsin! İnsanların yaratılmasına sebeb, emr olunan ibâdetleri yapmakdır. İbâdetleri yapmak da
îmânın hakîkati olan, yakîni elde etmek içindir. Hicr sûresi, son âyetinin meâl-i şerîfi de, belki (Yakîn elde
etmek için Rabbine ibâdet et!) demekdir. Çünki (hattâ) kelimesi, (ye kadar) demek olduğu gibi, (sebeb
olmak, ya’nî, için) ma’nâsını da bildirir. Sanki, ibâdet yapmadan önce olan bu îmân, îmânın kendisi değil,
görünüşüdür. Âyet-i kerîmede, (yakîn elde etmek için) ya’nî (Îmânın kendisini elde etmek için) buyuruluyor.
Sûre-i Nisâ yüzotuzbeşinci âyetinde, (Ey îmân edenler! Îmân ediniz!) buyuruldu. Bunun ma’nâsı, (Ey!
Îmânın sûretini edinenler! İbâdet yaparak, îmânın kendisine kavuşunuz!)dur.
(Vilâyet), ya’nî Velî olmak, Fenâ ve Bekâ denilen iki ni’mete kavuşmak demekdir. Fenâ ve Bekâya kavuşmak,
bu yakîni ele geçirmek içindir. Yoksa, Fenâ-fillah ve Bekâ-billah diyerek, Allahü teâlâ ile birleşmek, hulûl gibi
şeyler anlamak, ilhâd ve zındıklıkdır.
Evet, tesavvuf yolunda ilerlerken, Allahü teâlâya olan fazla aşk, sevgi sebebi ile serhoşluk gibi, ba’zı hâller
hâsıl olur. Bu vakt, ba’zı bilgiler yanlış anlaşılır. Böyle hâlleri geçmek, atlamak lâzımdır. Böyle anlayışlar için
tevbe, istigfâr etmek lâzımdır. Tesavvuf büyüklerinden İbrâhîm bin Şeybân-i Kazvînî “kaddesallahü teâlâ
ervâhahüm” buyuruyor ki: (Fenâ ve Bekâ bilgileri, Allahü teâlânın bir olduğuna hâlis inananlarda ve
ibâdetlerini doğru yapanlarda bulunur. Başkalarının Fenâ ve Bekâ olarak söyledikleri hep yalandır ve
zındıklıkdır). Bu sözü, tâm yerindedir ve kendisinin doğru yolda bulunduğunu göstermekdedir.
(Fenâ-fillâh) demek, Allahü teâlânın râzı olduğu, beğendiği şeylerde fânî olmak demekdir. Ya’nî hep Onun
sevdiklerini sevmek, Onun sevdikleri, kendine sevgili olmakdır. (Seyr-i ilallah) ve (Seyr-i fillah) gibi sözler de
böyledir. Size ve doğru yolda olanlara selâmlar olsun!” Rabbani
Va’bud rabbeke hattâ ye/tiyeke-lyakîn Yakin: Kesin, sağlam, doğru bilgi.
Fenâ, yokluk ve hiçlik ve geçici olmak; bekâ ise, kalıcı ve daimi olmak anlamına Kur'an kaynaklı bir tasavvuf kavramıdır.
Rahman Suresi'nde: Yeryüzünde bulunan herşey fenâ bulacak; yalnız celal ve ikram sahibi Rabbının zatı baki
kalacaktır.” buyurulmaktadır.
Bir bölgede yağmur yağmıyordu, kuraklık çok sıkıntı vermeye başlamıştı. Herkes yağmur yağması için dua ediyorsa da;
yağmur yağmıyordu. Evliyadan bir zat, ne yapacağını şaşıran insanlara dedi ki:
“Bunun çaresi vardır. Sebeplerine yapışmadan yağmur yağmaz.”
İmam Şafi'ye soruldu; "Allah'a karşı kötü zan nasıl olur?”
Şöyle cevap verdi: "Vesveseli olmak, her an bir musibet gelecek gibi bir korku içine girmek ve elinde bulunan
nimetin yok olacağını beklemek, Allah'a karşı kötü zandır."
İnanç dediğimiz şey bazı fikir ve düşüncelere olan bağımlılıktır. Onları kesin doğrularımız olarak görürüz.
Annemiz bize geçmişte bir şey söylemiştir; "sobayı elleme, elin yanar" denemiş veya denememiş ama deneyen birisini
gözlemlemişizdir ve gerçekten de eli yanmıştır. Biz onu çok sağlam bir şekilde kodlarız, artık sobayı ellemeyiz. Ama yaz
gelip de artık onun içinde ateş yanmıyor olsa bile, onun yakmadığını bilsek bile, yine de ona dokunmaktan kaçınırız,
çünkü inancımız vardır. Size söylenenler, duyduklarımız, okuduklarımız, gördüklerimiz hepsi birer inanç oluşturur.
Hepsinin doğru olduğuna inanır ve inandıklarınıza göre yaşarsınız. İnancı aşabilecek bir şey yoktur, beynimizi
inançlarımıza göre programlarız. Eğer yanlış bir bilgiyi inanç halinde kodlamışsak, bize onun tamamen yanlış olduğu
gözümüze sokarak gösteriliyor olsa bile ondan vazgeçemeyiz, inanmak ikna olmaktır. Kabul etmektir.
Yaşlının muhabbetinden kaçma yöntemi.
Watsaptan mesaj atıyo ali abi hemen benı ara kaza yaptım de. Kurtulamadıgım bı muhabbet ıcındeyım.
Noel süslerini tatlı bulup Ramazanla ilgili süslere "laik bir ülkeyiz" diye laf atanlara İslamafobik denince kavga
Anne baba duası alın. “Ana baba duası Peygamberin ümmetine duası gibidir.”
Web / https://keremonder.com
Facebook / http://www.facebook.com/kereminden
Instagram / http://www.instagram.com/kerem_onder
Instagram / http://www.instagram.com/ihramcizaderesmi
Twitter / http://twitter.com/keremonder1
Podcast / https://anchor.fm/keremonder
din,ilim,fıkıh,dini videolar,sohbet,sohbetler,dini sohbetler,kerem önder,kerem önder hoca,tefsir,Allah,ilim yayma,ihramcızade,ihramcızade ilim yayma,
Видео Allah’ı tanımanın yolu: Yakîn - Mektubât, 97. Mektup / Kerem Önder канала İhramcızâde İlim Yayma
Показать
Комментарии отсутствуют
Информация о видео
Другие видео канала
Damla ve sprey kullanmak orucu bozar mı? / Kerem ÖnderŞevval orucunu kazaya niyet ederek tutabilir miyim? / Kerem ÖnderOruçluyken ihtilam olan kişi gusül abdestini nasıl alır? / Kerem ÖnderEn büyük nimet: Tuvalet! / Kerem ÖnderKişinin kendisinin hatim etmesi mi daha sevap, mukabele takip etmesi mi? / Kerem ÖnderKötü alışkanlıkların merkezi: Kalp! / Kerem ÖnderSADECE NAMAZ KILIP KUR’AN OKUMAK YETER Mİ? / Kerem ÖnderÇocuklar kıldığı namazdan sevap kazanır mı? – Camiye koşan çocuğun Hz. Ömer’e cevabı? / Kerem ÖnderGençlere ahir zamanda korunma taktikleri? / Kerem ÖnderOrucunu 2 defa bozan 120 gün kefaret mi tutar? / Kerem ÖnderHafıza zayıflığından şikayet ediyor musun? / Kerem ÖnderNEFSİ TERBİYE ETME TAKTİKLERİ? – Riyazet ve Mücahede / Kerem ÖnderNAMAZDAN SONRA İÇİMDEN DUA ETMEK GELMİYOR,NE YAPMALIYIM? / Kerem ÖnderTeravih namazını tek başına kılabilir miyim? / Kerem ÖnderTuvalet ihtiyacı varken namaz kılmak caiz mi? / Kerem ÖnderEzanın kıymetini ne zaman anlarız? / Kerem ÖnderAllah hakkındaki zannın ne? – “Kulumun zannı üzereyim” ne demek? / Kerem ÖnderKul hakkı yemiş olan biri şehid olabilir mi? / Kerem ÖnderBu dünyada mı engelli olmak istersin, ahirette mi? / Kerem ÖnderŞEYTANIN EN SEVDİĞİ HUY? / Kerem ÖnderVisal Orucu tutmak caiz mi? – Sahursuz ve İftarız Oruç / Kerem Önder