Aptallık etme sen NEBAHAT ÇEHRE'sin!. Bir kazananın hikayesi...

Gençlere taş çıkaran güzelliği, sansasyonel ilişkileri…
Dizilerin zengin, ihtiraslı, entrikacı kadını…
Yapımcılara artık fakir rolünde oynatın beni diyen isyankar bir oyuncu…
Kimi zaman renkli, kimi zaman gece karası…
Tarlabaşı'ndan villalara uzanan bir serüven…
Bu hikaye fırtınalı bir gerçek aşk mı yoksa delilik mi dedirten bir hayatın öyküsü…
Bir Türkiye güzelinin gönlü Çirkin Kral'a düştü diyelim siz gerisini anlayın…
Türk Sinemasının yaş almayan kadını Nebahat Çehre…
Çehre, 15 Mart 1944'te dört çocuklu bir ailenin tek kızı olarak Samsun'da dünyaya gözlerini açtı.
Baba tarafından Gürcü, anne tarafından Laz olan Çehre, ailesiyle birlikte 5 yaşındayken İstanbul'a taşındı.
İlkokul ve ortaokul öğreniminin ardından sanat okulunda eğitim aldı. 15 yaşında güzellik yarışmasına katıldı ve Türkiye güzeli seçildi.
1965 yılında başka bir yarışmaya fotoğraflarını gönderen Nebahat Çehre ikinci oldu. Birincilik tacını ise hepimizin yakından tanıdığı Fatma Girik taktı.
Çehre için bu bir yenilgi değildi ;çünkü güzelliğine güveniyordu. Fotomodellik ve mankenlik yaparak televizyonun renkli dünyasına adım attı.
60 yılların en popüler isimlerden biri olan Nebahat Çehre ilk beyaz perde deneyimini Göksel Aksoy ve Leyla Sayar'ın yer aldığı Ümit Utku'nun yönetmen koltuğunda oturduğu "Yaban Gülü" filmiyle yaşadı.
Peş peşe film teklifleri alan Çehre, Ayhan Işık, Türkan Şoray ve Ekrem Borave'nin başrollerinde olduğu Metin Erksan'ın yönettiği "Acı Hayat" filminde Filiz karakteriyle beyaz perdede altın çağını yaşadı.
1964 yılında "Kamalı Zeybek" filminde yolu Yılmaz Güney ile kesişti. Bu kesişme sinema tarihinin en fırtınalı aşkının başlangıcı oldu. Her şey o zamanlar Tarlabaşı'nda oturan Çehre'nin Güney'e beni eve bırakır mısın demesiyle başladı. İlk kıvılcım o gün ateşlendi.
Kim derdi ki Türkiye'nin tescilli güzelinin kalbi "Çirkin Kral"a düşecekti.
Adana'da gerçekleşen Dağların Oğlu filminin çekimlerinde bu aşkın ateşi iki sanatçının da yüreğine düştü.
Çehre, ilk bakışta vurucu bir özelliği olmayan, hatta içine kapanık kişiliğiyle bilinen Yılmaz Güney'e tutkulu bir aşkla bağlandı.
İki isim, 3 yıl içinde Yalnız Adam, Balatlı Arif, At Avrat Silah gibi 10'dan fazla filmde birlikte kamera karşısına geçti.
Güney'in yazarlığı ve yönetmenliğini yaptığı ayrıca başrolünde yer aldığı köy hayatının ekonomik zorluklarına dikkat çektiği "Seyit Han" filminde Nebahat Çehre "Keje" karakteriyle büyük ses getirdi.
Seyit Han, Yılmaz Güney ve Nebahat Çehre'nin beyaz perdede buluştuğu son film oldu.
Büyük aşk 1967' de nikah masasına taşındı. Çatı katında avuç içi kadar küçük, şirin bir evde yaşayan genç yıldızların evliliği çok geçmeden çatırdamaya başladı.
Yılmaz Güney, "Ben hayatta oldukça Nebahat benim karımdır. Bizi hiçbir mahkeme ayıramaz. Bizi ayıracak hakim daha doğmadı" diye basına demeçler verse de kaçınılmaz son gelip çattı.İki kez boşanmak için yasal yollara başvuran Çehre, 450 gün sonra Güney ile yollarını ayırdı. #nebahatçehre #yılmazgüney #yeşilçam

Видео Aptallık etme sen NEBAHAT ÇEHRE'sin!. Bir kazananın hikayesi... канала MegaSinn